“Bizde asıl romancılık Halid Ziya ile başlar” diyen Ahmet Hamdi Tanpınar, bu roman için de “Türkiye’de çağı adına konuşan ilk eserdir” tespitini yapmıştır. Çünkü, Mai ve Siyah Batılı anlamda Türk romanının başlangıcı kabul edilmektedir. Şair olma hayali kuran Ahmet Cemil, hayatını edebiyatla doldurmak isterken umutsuzluk ve yenilgilere doğru sürüklenir. Aşk, edebiyat ve daha iyi yaşamak üzerine kurduğu hayallerinin peşinden giderken yaşadığı her hayal kırıklığı, onu gerçek dünyaya biraz daha yaklaştırır. Her dönüşünde de büyük bir çaresizliğe düşer. Halid Ziya Uşaklıgil derin psikolojik tahlillerle bezediği bu romanda, Ahmet Cemil’in babasının ölümünden sonra çalışmaya başladığı dergi ve başından geçenler anlatırken; dönemin Babıali’si, edebiyat dünyası ve basın-yayın hayatı da tüm yönleriyle gözler önüne serilir. “Gözlerinin önünde o mavi geceyle bu siyah gece karşı karşıya geldi: Mavi ve siyah. Ah! Zavallı hırpalanmış, ezilmiş hayat!.. Mavi bir geceyle siyah bir gece arasında geçen şu nasipsiz, bahtsız ömür!..”
Tanıtım Metni