Çalışmanın konusunu oluşturan taleple bağlılık ilkesi, bir yargılamada tarafların ve mahkemelerin yetki ve yükümlülüklerini düzenleyen önemli bir ilkedir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu m. 26'da bu ilke; "Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir (f.1). Hâkimin, tarafların talebiyle bağlı olmadığına ilişkin kanun hükümleri saklıdır (f.2)" şeklinde düzenlenmiştir. Çalışmada, taleple bağlılık ilkesinin sonuçları ayrı başlıklar altında ele alınarak hem doktrin hem de yargı kararlarına geniş yer verilmiştir. Taleple bağlılık ilkesinin kanun yolu aşamasındaki görünümü olan aleyhe karar verme ve bozma yasağı ayrı başlık altında incelenmiştir. Taleple bağlılık ilkesi açısından özellik arzeden durumlar üst başlığı altında; belirsiz alacak davasında, ihtiyati tedbirlerde ve terditli davalarda taleple bağlılık ilkesinin farklılık arz edip etmediği incelenmiştir. Taleple bağlılık ilkesine aykırı olarak verilmiş bir mahkeme kararının akıbetinin ne olacağı, hem Türk hem de Almanya, Avusturya ve İsviçre hukuklarındaki doktrin ve yargı kararları ayrıntılı olarak ele alınarak ortaya koyulmuştur. Son bölümde taleple bağlılık ilkesinin istisnaları, yani kendiliğinden harekete geçme ilkesinin uygulandığı durumlar ayrıntılı olarak incelenmiştir.