Mehmed Âkif-Tevfik Fikret “çatışması” iman-küfür düzleminde gerçekleştiği için diğer tartışma ve kavgalardan farklıdır. Edebiyatçılar arasında süren tartışma, polemik ve kalem kavgaları bir süre sonra nihâyet bulurken “Âkif-Fikret çatışması” bugün aynıyla devam etmektedir. Bu çatışmanın böyle devam etmesi de olağandır. Çünkü “çatışmanın” “iman-küfür” ekseninde olması hasebiyle bu, “inançla, inkârın”, “teslimiyetle, reddin” çatışmasıdır. Bir noktada inancı özgürlük bilenlerle inkâr tutsaklığına kapılanlar arasında bir mücadelenin devamıdır. İslâmcı şâir, mütefekkir Mehmed Âkif ve düşüncesini savunanlarla, inançtan kısmî olarak nasiplense de Osmanlının çöküş sürecinde pek çok Osmanlı aydını gibi, metafizik sahada bocalayarak ruhunda şiddetle sarsıntı ve buhranlar geçiren ve kendi başına bir muvazene bulmak için çırpınıp, şüphecilikten kurtulamayarak sonunda inkâra yönelen Batıcı Tevfik Fikret’in düşüncesini savunanlar arasında cereyan eden bir mücadeledir. Mehmed Âkif “inancı” temsil ederken, Tevfik Fikret “inkârı” temsil etmektedir.
Tanıtım Metni