Akıl kim tarafından ve ne için kullanılır? Aklın gerçek sahibi kimdir? Tarih boyunca liderler, din adamları ve filozoflar tarafından yanıt aranan bu soruların belki de tek amacı vardı; Onu yönetmek. Bu yönüyle tarih gerçekte akıl sahiplerinin kendi aralarında sürdürdükleri savaşlardan ibaretti.
İnsanlar akla sahip olmasına rağmen her zaman akıl edebilir mi? İnsan her zaman akıl edemiyorsa yani aklını kullanamıyorsa onu kim kullanıyor?
Bu kitap, aklımızın gerçek sahibini arıyor? Beslediğimiz, büyüttüğümüz ve kendimizi onunla var ettiğimiz aklımız, gerçekte kimin hizmetinde... Sahibinin hizmetinde olmayan şey kirada kabul ediliyorsa aklımızı kiralayan kim? Onu nasıl kiralıyor? Biz buna neden ve nasıl müsaade ediyoruz veya etmek zorunda kalıyoruz? Ve en önemlisi bizim bu kiralama işleminden haberimiz var mı?
Kitle iletişim araçlarının, cemaat, cemiyet, tarikat, örgüt, iktidar, din, ideoloji, devlet gibi yapıların düşünce oluşumu üzerindeki gücü hep tartışılır. Ancak bu etkinin merkezinde yer alan mesaj ve mesajın inşa gücü daima bu tartışmaların uzadığında kalmıştır.
Bu kitap mesajın inşa gücü aracılığıyla akılları nasıl kiraladığının yollarını ortaya koymayı amaçlıyor ve soruyor, "İnsanın insana yaptığını bir gün yapay zeka yapmaya kalkarsa?..."
