Milletlerarası ticari tahkime konu olan davaların niteliği karmaşıklaştıkça ve sayısı arttıkça tahkim, uyuşmazlıkların çözümlendiği bir adalet arama zemininden, kendi ekonomisini yaratan ve bir piyasası olan hukuk ekonomisinin en önemli çarkına dönüşmüştür. Tahkimde etik konusu tam da bu değişimin yaşandığı dönemde tahkime güven arayışına bir çözüm olması adına gündeme gelmiştir. Hakemlerin etik yükümlülüklerinin düzenlenmesi ile başlayan trend, gittikçe diğer tahkim aktörlerinin de etik yükümlülüklerinin belirlenmesi çabasıyla devam etmiştir. Milletlerarası tahkimin farklı hukuk sistemlerine mensup ve farklı kültürden gelen pek çok aktörü bir araya getiren bir zemin olması, özellikle tahkim avukatları açısından mesleğin hangi etik çerçevede ve hangi deontolojik kurallara g&...
Yazar | Süheyla BALKAR |