Milliyetçilik, popülizm ve muhafazakârlık gibi farklı ideoloji ve söylemlerle iç içe geçerek hem seküler anlam ve semboller hem de etno-semboller üzerinden eklektik bir biçimde yeniden üretilerek, günümüz dünyasının politik iklimini şekillendiriyor. Reklamlar ise toplumu bir arada tutacak duygu, davranış, algı, inanç ve değerlerin temin edilmesi sürecinde toplumsal bağları ve anlamı metalar ve fikirler dolayımıyla kuran bireyin kimlik inşasında üstlendiği işlevler sebebiyle ideolojik ve kültürel bir araç olarak gündelik hayatı biçimlendiriyor. Milliyetçilik ve reklamların kesişiminde ise tüketici olarak vatandaşın, milli sembolleri ve retoriği nasıl algıladığını, milli kimlik ile ürün ve hizmetler arasında nasıl bir bağ kurduğunu ve milli kimliğin etkisiyle tüketim kalıplarını nasıl şekillendirdiğini açıklayabilmek için öncelikle milliyetçilikle ilişkili toplumsal duyguları anlamamız önem kazanıyor. Bu kitapta, milliyetçiliğe yönelik kuramsal yaklaşımlar, milliyetçiliği biçimlendiren kimlik örüntüleri ve gündelik hayat bağlamında reklamlarda milliyetçilikle ilişkili kolektif duygusal çekicilikler; etnosentrizmle ilişkili olarak diğer milletlere karşı üstünlük hissi ve kendi milletine karşı koruyucu davranışın bir ifadesi olarak kolektif narsisizm ve korku; “ressentiment” olgusunun ürettiği fırsat eşitliği illüzyonu, mağduriyet, öfke ve hınç duyguları; bir kişinin milletine bağlılığının, sevgi ve sadakatinin ifadesi olarak saygıdeğer, ahlaki ve kutsal değerlere dayanan vatanseverlik etrafında tartışılıyor.