Büyük burjuvazinin bir reaksiyonu mu, küçük burjuvazinin isyanı mı? Çökmekte olan kapitalizmin ifadesi mi, kapitalizmin modernleşmesinin bir aracı mı? Başlı başına bir ideolojisi olan, ancak bunun kavranmasıyla anlaşılabilecek bir düşünce akımı mı? Milliyetçiliğin bir türü mü yoksa açık ve net şekilde ırkçılık mı? Milliyetçilikle bağlantısının boyutları hangi ölçülerde?.. Bunlar ve benzeri sorulardan yola çıkan Stefan Breuer, milliyetçiliği ve faşizmi Fransa, İtalya ve Almanya örnekleri üzerinden inceleyerek milliyetçiliğin işlev değişiminden faşist partilerin araçlarına, örgüt yapısına ve hedeflerine; Fransız milliyetçilerinden ultra-milliyetçiliğe; İtalya’da faşizmin beslendiği kaynaklardan olan sendikalizm ve fütürizmden Almanya’da Nazilere ve völkisch milliyetçiliğe uzanan kapsamlı bir inceleme sunuyor. Aynı zamanda milliyetçi ideolojik yapıların taşıyıcısı, ulus-devletlerin dünyadaki yerini güvence altına almaya ve kudretini artırmaya çabalamış olan milliyetçi stratejilerin motoru durumunda olan faşizmin sosyal-ekonomik, dinî hatta entelektüel alanlardan doğan menfaatlerde boy verdiğini ortaya koyan Breuer, faşist partilerde ortak bir dünya görüşü yokluğunun ve karizmanın belirleyiciliğinin de altını çiziyor. Milliyetçilik ve faşizm arasındaki değişken ve gerilimli ilişkileri ortaya koyan, insanlık tarihinde korkunç sonuçlar doğurmuş bir anlayışı daha yakından tanımak ve anlamak isteyen herkes için önemli bir başvuru kaynağı...
Tanıtım Metni