Edebiyat bazen bir hastalıktır: Tedavisi yine kendisi olan bir hastalık.
Ne var ki etkisi herkeste farklıdır bu hastalığın. Örneğin Montano, artık yazmayı bırakan yazarlara dair romanını bitirdikten sonra tek bir cümle bile kuramaz olur. Ona yardım etmek isteyen babası içinse gerçek hayat ve edebiyat birbirine girmiştir zaten. Şehirler ciltlere, günler sayfalara ve şahsi anılar edebi anektodlara karışır. Her şey o denli birbirine girer ki, muzdarip olduğu derdi anlatan yazarın romanında türler bile iç içe geçer. Anlatıcımızın satırları yer yer günlüğe, biraz anıya ve çokça felsefi ve edebi spekülasyona bulandıktan sonra sıkı bir alıntılar antolojisine dönüşebilecekken unutulmaz bir okuma tecrübesi sunan sıra dışı bir romana dönüşür.
Labirentleri, göndermeleri ve tüm bunlara rağmen canlılığını hiç kaybetmeyen kurgusuyla Montano Hastalığı, “Borges’in yirmi birinci yüzyılda en çok seveceği roman” olarak da tanımlanıyor.
Montano Hastalığı’nı Seda Ersavcı İspanyolca aslından çevirdi.
Vila-Matas’ı şahsen tanımıyorum, tanışmayı da düşünmüyorum. Onu okumayı ve yazdıklarının beni ele geçirmesini tercih ederim.
- Pedro Almodóvar
Modern İspanyol romanında bir benzeri daha yoktur Matas’ın.
- Roberto Bolaño
Vila-Matas yaşayan en önemli İspanyol yazardır.
- Bernardo Atxaga
Basım Yılı | 2017 |
Baskı Sayısı | 1 |
Cilt Tipi | Ciltsiz |
Kağıt Tipi | 2. Hamur |
Sayfa Sayısı | 330 |
Yazar | Enrique Vila - Matas |