Giden Mori’ye bakarken
Son kalan iki damla süzüldü yanaklarında…
Biri “Şıp!” diye düştü
Yıkık yüreğini paramparça eden mezar taşma,
Diğeri avucuna!..
O an aklına tüm pişmanlıkları geldi…
Koşup, kadına has olmayan alın yazgısını, sonu düşünülmeden hayatları söndüren töredeki berdeli ve “Sıram ne zaman gelecek?” korkusuyla çarpan genç kızların yüreklerini, cahilliğin bakışlarındaki vahşetle ölüp ölüp dirilmeleri haykırmak… Haykırmak…
Soyun sadece erkekle yürütüleceğine inanan, aldatılmış hayatlardaki yaşanan pişmanlıkların çaresizliğinden… O iki damla gözyaşını geri almak isterken yazmaya başladım; ama kalem defterim yoktu. Ben de kayıp ömürlerin diyarında saklı, yaprak gibi titreyen hıçkırıktı yürekleri, beynime yazdım, sayfalarca size borçluymuşum gibi!..