Kurucu liderlerinin yaşadıkları süreç dikkate alındığında İbâziyye’nin İslam tarihinde teşekkül eden ilk fırkalardan birisi olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. İbâzî olmayan kaynaklar fırkayı Abdullah b. İbâz’a nispet etmekle birlikte İbâziler düşünce mimarı olarak İmâm Câbir b. Zeyd’i kabul ederler. Hasan Basri’nin çağdaşı ve sadık dostu olan Câbir b. Zeyd Abdullah b. Abbas başta olmak üzere çok sayıda sahabeden ilim almıştır. İbâziyye devletin şûrâ esasına dayalı olmasını ve halkın onayını meşruiyet şartı olarak gördüğünden bu özelliklere haiz olmayan siyasi idarelerin baskısına maruz kalmıştır. Siyasi ve ekonomik baskılar fırkanın kendisini gizli bir şekilde faaliyet yürütmeye zorlamıştır. Sonuçta, birisi içeriden diğeri dışarıdan bilinen çift kimlikli bir yapı ortaya çıkmıştır. Siyasî baskıya maruz kalan fırkaların gerçek kimliklerini ortaya koyamamaları çok görülen bir durumdur. İbâziler, baskı süreçlerinde kaynaklarını gizlemek zorunda kalmışlardır. Gizlilik sürecinde savaşlar, göçler ve farklı sebeplerden dolayı çok sayıda İbâzî kaynak kaybolmuştur. Ancak İbâzî bilginler fırsat buldukça gizde kalan kaynaklarını neşretmeye ve düşüncelerini anlatan yeni kitaplar yazmaya özen göstermektedirler. Elimizdeki kaynak Umanlı İbâzî bilgin es Sâlimî tarafından şiirsel dille yazılmış muhtasar İbâzî akaididir. Eserde yer alan orjinali manzum metinler tercüme edilmiş daha sonra Umman Baş Müftüsü Semahatı Şeyh Ahmed b. Hamad b. Süleyman el- Halilî’nin şerhlerinden yararlanılarak açıklanmıştır. Okuyucu bu eserde, İbâziyye fırkasına ait dinî ve siyasî görüşlerin bir özetini bulacaktır.
Tanıtım Metni