İki taraf arasında meydana gelen karşılıklı bir iletişim süreci olarak diyalog, bilhassa 1960’lardan itibaren öncelikle katoliklerin inisiyatifinde başlamış, yavaş yavaş diğer din mensuplarının gündemine girecek kadar genişleyerek yeni boyutlar kazanmaya devam eden bir kavram haline gelmiştir. Artık günümüzde pek çok farklı din mensubu, aralarındaki işbirliğini, güveni, birbirini anlamayı ve birlikte yaşamayı diyalog yoluyla sürdürmek ve geliştirmek istemektedir. Zira bu insanlar, birbirleriyle iyi ilişkiler kurma veya düzenleme zorunluluğunu geçmişte olduğundan daha fazla hissetmektedirler.Elinizdeki bu çalışma, Müslüman ve Hıristiyan taraflarca anlamlandırılan dinlerarası diyaloğun mahiyetini tespit edip ana hatlarını çizmeye çalışmak ve süreci, sosyo-kültürel yönünü de ihmal etmeden, özellikle kutsal kitaplar ekseninde ele almak gibi bir gayeye yönelik olarak hazırlanmıştır.