Nimetşinas ve Toraman, Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın "aile" kavramını merkeze aldığı iki kısa roman. Şıpsevdi ve Mürebbiye gibi daha ön planda olan eserlerinde de döneminin ahlaki değerlerini kıyasıya eleştiren yazar, bu iki romanda az sayıdaki roman kahramanıyla, basit görünen ama insanlık tarihi boyunca tam bir izahı yapılamamış meselelerin üzerine gidiyor. Nimetşinas’la, evlatlık olarak girdiği konakta, evin efendisinin tacizlerine maruz kalan Neriman’ın hikâyesi anlatılıyor. Neriman için Nihat Bey’in aşkı kabul edilemezdir. Çünkü kendisine evini açan iyi kalpli Talat Hanım’a bunu yapmak, nimetşinaslık (iyilikbilirlik) değil nankörlük olur. Nihat’ın aşkına karşılık vermeyi söz konusu bile etmeyen Neriman, bu noktada, cisimleşmiş bir "iffet" olarak karşımıza çıkar. Toraman’da, ise genel olarak aile içindeki yasak aşk söz konusu edilse de asıl tartışma konusu, erkeğin birden fazla kadınla evlenme ehliyeti ile aralarında bariz yaş farkı olan çiftlerin evliliklerinin beraberinde getirdiği sorunlardır. Bu noktada Nimetşinas Neriman’ı ile Toraman’ın Binnaz’ının hikâyelerinin karşılaştırılarak okunması, o dönemin "kadın" algısının anlaşılmasına yardımcı olabilir. Gerek karakterleri yönüyle gerekse tema olarak birçok konuda; ama özelde "aile saadeti" ve "yasak aşk" konularında birbirini tamamlayan bu iki önemli eseri bir arada sunuyoruz.