İnsanın varoluş sancıları, yalnızlıkla dans eden ruhların kırılganlığı, nefret ve acının iç içe geçtiği bir dünyada anlam arayışı… Olmanın Mahcubiyeti Üzerine, hayata, insanın iç dünyasına ve varoluşun katmanlarına dokunan derin bir anlatım sunuyor. Her bir sayfasında, karanlıkla aydınlığın, umutla kederin birbirine karıştığı bir yolculuğa tanıklık edeceksiniz. Attila'nın gözünden, modern insanın en temel çıkmazları ve acılarıyla yüzleşecek, içsel fırtınaların ortasında kalacaksınız. Atilla'nın bir yudum şarapla başlayan düşünceleri onu, ölüm ve yaşam arasında gidip gelen bir bilinmezliğe sürüklüyor. Varoluşun ağırlığı altında ezilen, umut arayan bir ruhun, bazen nefretle, bazen de umutla harmanlanmış derin felsefi sorgulamaları bu eserde hayat buluyor. Bu eser, insanın en derin, en karanlık hislerine cesurca dokunarak varoluşun mahcubiyeti üzerine bir ağıt yakıyor. Kendi içsel yolculuğunuzda kaybolmaya hazır mısınız?
Tanıtım Metni