Ölümsüzlüğe olan inanç, ona inananların çoğunu göz önüne aldığımızda daha da inanılmaz bir hâl alır. İnsanların çoğu doğru olmasını temenni ettikleri için ölümsüzlüğe inanır; öyle ki, arzuları muhakeme yetilerini kör etmiş gibidir. Birçoğu da ona, dinlerin otoritesine dayanarak inanır, ancak bunların ne kadarı sağlam hipotezlere dayanır? Yol uzun ve belki sonsuz olsa da, tek bir yaşamdan daha bıktırıcı olamaz. Zira ölümle birlikte hafızamızı, yaşlılığımızı ve bitkinliğimizi geride bırakırız. Onu artık bitimsiz bir yaşamdaki tek ve açıklanamaz kırılma olarak değil, bir tekâmülün sürekli tekrar eden ritmi olarak; kaçınılmaz, doğal ve bir uyku kadar esirgeyici bir şey olarak gördüğümüzde, ölüm de şüphesiz yeni ve daha derin bir anlama kavuşacaktır. Gençliği sadece, öğle vakti, gün doğumunu geride bıraktığımız gibi geride bırakmış bulunuruz. Her ikisi de geri dönecek ve eskimeyeceklerdir. Bu kitapta, İngiliz İdealizminin son dönem temsilcilerinden John Ellis McTaggart, insan ölümsüzlüğü ve ezeliyetine ilişkin sorgulamasını felsefe tarihinden örneklerle ve özgün bakışıyla ele almaktadır.
Tanıtım Metni