Yıllardır eşine şiddet uygulayan ve son eyleminde de onu hastanelik eden bir adam, kendi evinde öldürülmüş hâlde bulunur. İçinizden, “Oh olsun.” diyebilirsiniz ama neticede katilin bulunup adalete teslim edilmesi gerek.
Payanda görevi gören tavandaki iri bir kalas, yangının şiddetine daha fazla direnemedi ve korkunç bir gürültüyle merdiven sahanlığının alt tarafına düşüp önlerini kesti. Ortalık bir anda sağa sola sıçrayan kıvılcımlarla siyah toz bulutuyla kaplandı. Beş can, giriş katta güvenli sayılabilecek kuytu bir köşe aradı.
“Bodruma inmemiz gerek!”
Başkomiser Fatih ve yardımcılarının, yaşlı adamın dediğini yapmaktan başka çareleri yoktu. Aksi halde yardım gelene kadar ya kömüre dönüşeceklerdi ya da içlerinden en az birini dışarıda pusuya yatmış, gözü dönmüş haydutların kurşunlarına kurban edeceklerdi.
Ve günler sonra…
Mezarlıktaki kabrin başucuna çömelen adamın dua eder gibi bir hâli yoktu. Belki biraz daha beklese polis onu fark etmeden yanından geçip gidecekti ancak bunu göze alamazdı. Ayrıca eline geçen son şansı kullanmak, tüm planlarını altüst eden bu aynasızla arasındaki hesabı sonsuza kadar kapatmak istiyordu. Etrafta çıt çıkmıyordu. Kulakları biraz daha hassas olsa duyacağı iki sesten biri, önündeki uzun tümseğin üzerinde gezinen böceğin hışırtısı, diğeri de tümseğin altındaki pişmanlıklar olacaktı. Böyle bir ortamda tabancanın horozunu geri çekmenin, boş bir odada yankılanan sese eşdeğer olabileceğini hesaba katmayınca atış sırasını savmış oldu.
‘Klik’ sesinin geldiği yöne döndüğü gibi kendisini öldürmek isteyen adamla göz göze gelen Başkomiser Fatih, tetiğe sadece bir kez asıldı!..
Basım Yılı | 2022 |
Baskı Sayısı | 1 |
Cilt Tipi | Ciltsiz |
Kağıt Tipi | 2. Hamur |
Sayfa Sayısı | 304 |
Yazar | Gençosman Denizci |