VE AŞK DEDİ Kİ…. Sen beni öpmeden önce, Sadece göğün rüzgârları öpmüştü beni ve yağmurun şefkati. Şimdi sen geldin, nasıl umursayabilirim ki artık onlarınki gibi öpücükleri tekrardan? Bir dilencinin girmesine izin verebilir miyim daha önce bir kralın durduğu yere? Sen ve Ben, Orta Çağ’ın büyüsündeyiz Aşka biraz da tarihin penceresinden bakalım mı ne dersiniz? Ama farklı bir bakış açısıyla. Bazen bir kalenin küçük penceresinden gizlenen yasak aşklar, bazen de bir köy evinin masumiyetiyle ya da hırçınlığıyla özgürleşmeye çalışan aşklar , bir kadının gözyaşları ya da bir şövalyenin acı çığlıkları, Kilisenin aşka ve evliliğe olan bakış açıları…kısacası Orta Çağ Avrupa’sında aşk, tutku, entrika ve romantizm dolu bir serüven sizi bekliyor. Hazır mısınız aşkın her halini yaşamaya. Zaten şu anda bunları okuyorsanız tarihte aşk yolculuğuna da hazırsınız demektir. Bütün duyguları bir arada hissedeceğiniz hatta tarih, felsefe ve psikolojiyi iç içe yaşayacağınız her şeyden biraz diyerek bilgilenip duygulanacağınız bir dünyadasınız artık. Haydi o zaman okumaya başlayalım neymiş bu Orta Çağ Avrupa’sında AŞK…
Tanıtım Metni