Çok uluslu imparatorluktan ulus devlete geçiş destanının sancıları... İmparatorluk sınırlarını bela yüklü bulutlar kaplar. Vakit; acı, ıstırap damlacıklarının düştüğü gündür. Baştan kaybedilmiş bir savaşı yaşayan yürekler yaralıdır. Ve kısa bir süre sonra bir dev tarih sahnesinden çekilir. Acılı bir doğumun gebeliği göğüs göğüse, süngü süngüye, Küçük Asya’nın dağında, ovasında, köyünde, kentinde geçer ve nicedir yaşanmamış bir kahramanlık destanının doğumu tüm dünyaya Anadolu coğrafyasının satırlarında okutulur. Son nokta konulmuştur ki; yeni bir cümle başlar Lozan’da. Her kelimesi, yeni bir heyecan fırtınası, her fırtına yeni ve büyük umutlar yüklüdür. Sonra tökezlemeler, sendelemeler umutları azaltır. Her şeye rağmen hayat coşkun bir seldir ve su yatağında akacaktır. Zor Yüzyıl Anadolu insanının kendisini dünyaya kabul ettirişinin, bir milletin keskin dönemeçlerdeki yalpalayışının, dört kuşak bir ailenin üzerindeki etkilerinin öyküsüdür. Tarih çöküşlerin nedenini, var olmanın bedelini, kısaca yaşamın kendisini yazar.
