Oyunun Kuralı, polisiye gerilimi altında, toplumla uzlaşamayan, toplumun kendisine uygun gördüğü köşede durumunu kavrayıp sessiz sedasız oturmaya yanaşmayan, kendisini doğrudan ilgilendirmeyen işlere karıştığından ötürü harcanan bir taşra aydınının öyküsüdür. Oyunun Kuralı, bir polisiyenin akıcılık, gerilim, cinayet gibi öğelerine sahip olsa da polisiye roman değil. Çağdaş İtalyan edebiyatının, ele aldığı can alıcı konulara büyük bir yüreklilikle yaklaşması, her türlü dogmayı yıkma savaşımı vermesiyle ünlenen ve pek çok kez Nobel Edebiyat Ödülü’ne aday gösterilen yazarı Leonardo Sciascia, bu romanı için şunları söylüyor: ‘Bugünün yenilgilerini Sicilya’nın geçmişinde, geçmişin yenilgilerinde arıyorum. Sicilya’nın tarihi, baştan sona, bir yenilgiler tarihidir: aklın yenilgileri, aklın yolunu izleyen insanın yenilgileri. Bu roman da bu tür yenilgilerin öyküsü.’ Sciascia’nın hemen hemen bütün yapıtlarını ve kahramanlarının ahlak ilkelerini derinden etkileyen Sicilya’nın ve Mafya’nın karanlık yanları, bu romanda da yerini almış. Sicilya’nın ve Sicilyalıların, polisiye roman tekniğiyle birbirine bağlanmış acımasız söyleşilerle ‘görüntülendiği’ bu roman, bir bakıma Sciascia’nın en ilginç yapıtı sayılır; en çarpıcı yapıtı olduğuna ise kuşku yok.
Tanıtım Metni