“Önce hangisi oldu tam olarak sırasını hatırlamıyorum, bas tonlarda insanın içini çeken güçlü bir ıslık, “gajjj” diye bir ses, akabinde bir şaklama geldi. Her yer yeşil, kırmızı, mavi, keskin parlak ışıklarla kaplandı. Belimde müthiş bir sızıyla birlikte ayaklarım yerden kesildi. Bir deprem oluyormuş gibi her yer sarsıldı. Nizamiyenin yan duvarındaki korkuluk, kökünden sökülüp uçmuş ve uç demirlerinden biri ok gibi ayağımın tabanından girerek beni yere çivilemişti. Nizamiyenin iç tarafında, bana altı yedi metre kadar yakın iki arkadaş yanıyordu. Biri hareketsizdi ama diğeri ellerini gökyüzüne doğru uzatmaya çabalıyordu. Alevler harlayıp yükseldiğinde nizamiyenin arkasındaki bahçede sağa sola kibrit kutusu gibi fırlamış araçlar ve ön tarafı tamamen soyulup yıkılmış başkanlık binası görünüyordu. Bahçede yerde yatan onlarca Özel Harekatçı vardı. Mahşer günü bu muydu? Mohaç mı, Malazgirt mi, Çanakkale mi, Sakarya mı; neresiydi burası?” Orası Gölbaşı, tarih de 15 Temmuz! Bu kitapta Özel Harekatçıların anıları var. Bir kısmı yakın tarihimizdeki önemli terör olaylarının perde arkasını anlatıyor, bir kısmı da terör olaylarının meydana geldiği coğrafyaların gerçeklerini. Haini de yiğidi de bitmeyen ülkemizde milletimiz yaşananları bilsin diye kaleme alınmış Özel Harekatçı Olmak II’de çok şey sorgulayacağız.
Tanıtım Metni