Çok uzun zamandır içeriğini bu kadar güzel sunan bir kitap adı görmemiştim. Bu çarpıcı başlangıçla satırlara daldığımda Atatürk’ü, Millî Mücadele’yi, Türk Devrimlerini ve Cumhuriyeti anlamış, özümsemiş, akıcı bir dille ve arı bir Türkçeyle ifade etmekte olan bir Cumhuriyet Kadını gördüm.
“Cumhuriyet Kadını” vurgusunu özellikle yaptım, çünkü Millî Mücadele gibi Türk’ün küllerinden yeniden doğduğu kutsal bir kavgadan sonra Cumhuriyet gibi bir Türk rönesansı en çok da onun uğrunda en büyük cefayı çeken Türk Kadınına yakışmıştı. Cumhuriyetin özgürleştiren, Türk’ü özüne döndüren rüzgârı en çok Türk Kadınına yeniden hayat vermişti. Bu nedenle yaşananları, nedenlerini ve bu yeniden doğuşun mimarını bu kadar güzel anlatanın bir Cumhuriyet Kadını olması, hem de “sahib-i seyf-ü kalem” bir Türk Subayı olması okurken bana gurur verdi.
Ellerinize, yüreğinize sağlık Miralayım. Asker, sağlıkçı, tarihçi ve akademisyen; tam anlamıyla Atatürk’ün hayalini kurduğu aydınlanmış Türk Kadının örneği değerli Gülhan Seyhun’un kaleminden yaşananlar, yaşamayı hayal ettiklerimiz ve yaşamak zorunda kaldıklarımız…
Ama en önemlisi, “yaşatmaya yemin ettiğimiz”!
Satırların ritmine bırakın kendinizi. Siz de dans eder gibi okuyacaksınız.
Selim Erdoğan