Halk padişahı hiç tanımıyormuş. Tanımadıkları padişahlarını da çok çok seviyorlarmış. Çok çok saygı duyuyorlarmış. "Sevmiyorum" diyenin, iki omuzu arasında kellesi olmuyormuş. Yani zoraki bir sevgi ve sevmeymiş bu. Padişah otobüs durağında bekliyormuş. Hem de ayakta! Yerini çocuklu bir hamile kadına vermiş. Telefon kulübesine sırtını dayamış, eski model telefonunda oyun oynuyormuş. Bir çocuk padişahı tiyatro oyuncusu sanmış, cesaretle sormuş. "Ne oynuyorsun amca?" Padişah kavuğunu düzeltip, çocuğa gülerek cevap vermiş. "Bebek giydirme oynuyorum." Çocuk gülmeye başlamış. "Adam asmaca oynasana be ya! Koskoca adamsın! Bebek senin neyine!" diye söylenmiş, sonra da sesli sesli gülmüş. Çocuğun hal ve hareketlerinde, koskoca adamla alay eder gibi bir durum varmış. Padişah hiç kızmamış. Çocuk birdenbire, padişahın elindeki telefonu almış. Sonra da; "Hayret bir şey! Koskoca adamsın! İnsan böyle tuşlu takoz bir telefon kullanır mı? Senin paran filan vardır. Mezara mı götüreceksin paraları? Kaydırmalı bir telefon alıp, internetten en iyi oyunları indirip oynasana!" demiş. Padişah şaşırmış. Galiba bu çocuk kıyafetimden benim padişah olduğumu anlamadı. Hayret!" diye düşünmüş. Sonra çocuğa dönüp: "Sen beni tanımadın mı?" diye sormuş. Çocuk, "Tanımam mı? Tanıdım elbet. Sen bir tiyatro sanatçısısın. Demek ki, 'Bin bir Gece Masalları' adlı oyunda padişah rolünde oynuyorsun. Aynı Hulisi Kentmen gibisin!"
Tanıtım Metni