Evler dizisindeki bir yapı da günün birinde yangınla yok oldu mu yerine hemen bir başkası inşa edilmez, ardında bırakmış olduğu boşluk uzun süre öyle kalır. Yıllar boyu komşusu olmuş insanlar boş alandan her geçişlerinde artık orada durmayan yapıyı görünümüyle, duvarlarıyla anımsarlar. İşte o yıllarda toplum böyleydi. İyi şeylerin yetişmesi çok zaman alırdı, yok olduktan sonra unutulmaları da çok uzun sürerdi. Bir zamanlar var olmuş güzel bir şey, ardında derin izler bırakırdı, onu tanımış olanların anılarında yaşardı. Adını Strauss’un aynı isimli bestesinden alan Radetzky Marşı, askerî bürokrat Trotta ailesinin üç nesli üzerinden bir devletin görkemli çöküşünün hikâyesini anlatıyor. Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’nun tarih sahnesine veda etmesinin arifesindeki dönemde, kendilerini özdeşleştirdikleri bir toplumsal düzenin ve yaşam biçiminin yavaş yavaş yok olmasına şahit olan aileyi panoramik bir tablonun içerisinde resmeden roman, Joseph Roth’un başyapıtı. “Joseph Roth, Avusturya’nın Çehov’u.” William Boyd “Yirminci yüzyılın Almanca edebiyatının en okunmaya değer, en dokunaklı ve en fevkalade romanlarından biri.” Harold Bloom
Tanıtım Metni