Hikmet elini uzatıp saçlarını okşamak, kolunu boynuna dolayıp üzülmemesini söylemek istiyordu. Ah bunu yapabilseydi! Öğrencisi olan nice genç kızdan, nice izler buluyordu Aylin’de. Duygulandı: Mutlulukla sıkıntı iç içe geçmişti. Ona söyleyemedikleriyle daralan içi çenesini kilitlemişti iyice. Önceleri daha çok konuşurdu onun yanında. Son haftalarda ağzını sıkı tutması gerektiğini anlamıştı. Her an, her şeyi berbat edebilirdi. Edebiyat öğretmenliğinden emekli olduktan sonra düzeltmenlik yapan, okuma gruplarında vakit geçirip hayatını da düzeltmeye çalışan Hikmet, namı diğer Ataç Abi… Cebinde taşıdığı konyağı mesai boyunca yudum yudum tüketen, kendini tüketmemek için de Hikmet’e sığınan bankacı Aylin… Ne kadar tuhaf olabilir ki iki kişi arasındaki bu ilişki? Abi ile kardeş, âşık ile maşuka, veyahut iki sıkı dost arasında salınıp duran bir sarkacı anlatıyor Kemal Selçuk. Rüyadaki Kadın tek başınalıktan baş başalığa, oradan da kalabalıklara geçişin romanı.
Tanıtım Metni