Galiba henüz üç yaşındaymışım. İşte hayatımda hatırladığım ilk şey... O günlere ait diğer şeyleri hatırlamıyorum.
Annem çaresiz kalıp beni de giydirdi. Sıkı sıkı başımı sardı. Sonra şemsiyeyi de alıp dışarı çıktık. Çok üşüyordum. Rüzgâr çok şiddetli esiyordu. Ben annemin elini tutuyor, arkası sıra sürüklenir gibi yürümeye çalışıyordum O fırtınada neler oluyor, babam neden gelmiyordu? Kasabanın merkezine zorlukla yürüdük.
Babamın demirci dükkânı kapalıydı. Sokaklarda neredeyse hiç kimse yoktu. Annem ilk gördüğüne babamı sordu. Adam, herkesin limana gittiğini söyledi. Annem, “Neden? Ne olmuş limanda?” diye sordu. Adam,
“Bilmiyorum ama galiba bir kaza olmuş.” diye cevap verdi.
Annem çok korkmuştu. Yine bir eliyle elimi diğeriyle şemsiyeyi tutmaya çalışıyordu. Sonra beni kucağına aldı. Daha hızlı adımlarla limana doğru yürümeye başladı. Ben başımı annemin omzuna yaslamıştım.
Annem nefes nefese limana vardığında beni kucağından indirdi. Hava kararmıştı ama liman oldukça kalabalıktı. Herkes yağmura, rüzgâra aldırmadan uğraşıyordu. Annem bir komşumuzu görüp hemen yanına gitti. Ona ne olduğunu sordu. Limanda bir yük gemisi yükünü boşaltırken vinç devrilmiş, yükün altında mahsur kalan işçiler olmuş. Herkes onları kurtarmak için uğraşıyormuş. Annemin etrafta benimle koşuşturması güvenli değilmiş, “Kenara çekilin! Burası güvenli değil.” dedi. Annem, babamı sordu. Adam eliyle işaret etti. Babam oradaydı. İşte diğerleriyle birlikte bir yükü kaldırmaya çalışıyordu. Annem kenara çekildi. Beni tekrar kucağına aldı. Yağmur azalmıştı. Şimdi her şeyi daha iyi görebiliyordum. Babamla birlikte birkaç adam büyük demir makineyi kaldırmaya çalışıyorlardı. Onu kaldırabilirlerse içerdeki işçileri kurtarabilirlerdi. Ama güçleri yetmiyordu. Bir an önce büyük demir yığınını çekmezlerse geminin o kısmındaki işçiler suya gömüleceklerdi. Çok uğraşmalarına rağmen bir türlü başaramıyorlardı. Herkes yardım etmeye çalışıyor ama güçleri yetmiyordu. Yükü kaldırmak için en fazla üç kişilik yer vardı. Bu yüzden de sırayla en güçlü olanları seçip denemelerine izin veriliyordu.
Basım Yılı | 2019 |
Baskı Sayısı | 1 |
Cilt Tipi | Ciltsiz |
Kağıt Tipi | 2. Hamur |
Sayfa Sayısı | 145 |
Yazar | Refika Altıkulaç Demirdağ |