Hisseden Herkese; Bir Adet ‘Sakal’Algıda şeklin önceliğinin ne kadar farkındayız? Sakal der ki - hepimizin dürtülmeye, deneyimlemeye ve değişime ihtiyacı var.‘Hiç kimse yolunda bir kimse’ Sakal’ın yazarı; amacı dürtmek, kalıpların dışında var olmak ve aslında hissettiği gibi yaşamak olan bir algı ve marka profesörü... ‘Yaşamın hakkını vermek bu kadar zor olmamalı’ diyen ve hayatı kalbiyle gören Semih Yalman’ın yepyeni kitabı 18 Mart’ta tüm kitabevlerinde okuyucusuyla buluşuyor. Sayılı sayfalara sayısız düşünce ve duyguyu sığdırmayı başaran Sakal’ın hikayesine gelince...Sakal okuyucuya ayna tutmak için kaleme alınmış: okudukça farkındalıkların artması, farkındalıkların artmasıyla öğrenilmişliklerin açığa çıkması ve böylece aklin ve ruhun hafiflemesi için... Öğrencilerine sorduğumuzda pek çoğunun "bir algı hikayesi" olarak nitelendirdiği bu kitap Semih Yalman’ca, yaşanmışlıkları anlatan bir deneyim. 10 ay boyunca uzattığı sakalına aldığı farklı yorumları bir araya getiren yazar, algının nasıl şekle bağlı olduğunu ve içeriğin nasıl bu şekil karşısında ikincil kaldığını yer yer mizahi yer yer ise sert bir dille ele alıyor. Kitabi etkileyici kılan gözlemlerin çarpıcılığı ve farklı konuların iç içe geçmesindeki bütünlük. Yalnızca algının ne olduğu ve nasıl oluştuğu değil aynı zamanda gücünü de vurguluyor Yalman. Dinin, sosyal kurumların, vatandaşlık gibi kavramların bir sakal imgesi ile nasıl manipüle edildiğini de... Sakal okuyucuyu, algının bir "manipülasyon sanatı" olabileceğine inandırıyor. Kitabin içerisinde yer alan ve Fethi İzan’ın objektifinden aktarılan fotoğraflar sakalın farklı objelerle süslendiğinde (tespihten neye, yoga matından Harvard şapkasına kadar) bambaşka algılar yarattığının kanıtı. Okuyucunun tüm duyularını ele geçiren bu fotoğraflar İzan’a göre kitabın başarılarından bir tanesi.Sakal’ın kaleme alınışı da en az içeriği kadar ilginç. Teatral bir dille yazılmış; adeta bir piyes formatını taşıyor. Karakterlerin isimleri yerine ‘Şahıs 1’ gibi terimler kullanılmış. Yalman bunun altında yatan sebebin dikkati içeriğe çekmek olduğunu soyluyor, sakalın şekilsel boyuttaki önceliğini üslubu ve yazım şekliyle kırmaya çalışırcasına... Her insanın içinde var olan ve Freud’u psikanalizde lider kılan ‘id, ego ve süperego’ çatışmalarına ve yüzleşmelerine yer verilmiş bu kitapta. Ağızdan çıkanın kafadan ve kalpten geçenle ne kadar farklı olabileceği, verilen tepkinin aslında ruhtaki sarsıntıyı yansıtmayabileceği kitabın okuyucuda uyandırdığı farkındalık noktalarından yalnızca bir kaçı. Psikanalizden, dine, toplumsal düşünce ve barkodlaşmadan kalıplara kadar pek çok derin ve düşünsel konuyu ele alan bu kitabın hedef kitlesi, sanıldığının aksine, herkes: soran, arayan, araştıran, savunan, düşünen en önemlisi de hisseden herkes.