“Araştırma, düşünmesini bilenlerin ilk ve son isteğidir” Samuel Johnson Teknolojik ilerlemeler, insanlık tarihinde önemli değişimlere neden olmuştur. Tarihsel gelişmeler dikkatli incelendiğinde, bu gelişmelerin önemli dönüm noktalarında teknolojik ilerlemelerin bazen dolaylı bazen de doğrudan etkileri görülecektir. 1800’lerden sonra kitle iletişim teknolojilerinde yaşanan değişimler insanın gündelik yaşamına etki ettiği gibi toplumları da derinden dönüştürmüştür. Sosyal bilimciler için bu dönüşümler hep bir merak konusu olmuştur. Yaşanan her dönüşümü daha iyi anlamaya çabalayan sosyal bilimlerin birçok alanındaki farklı araştırmacılar, çeşitli bilimsel araştırma yöntemleri geliştirmiş, bu yöntemler üzerinden insanları, toplumları incelemiştir. Sosyal bilimcilerin önemli çalışma konularından birisi insanların, toplumların ve toplulukların kültürleridir. Kültürel çalışmalar günümüzde olduğu gibi geçmişte de önemli bir araştırma alanı olmuştur. 1990’lara kadar kültürel çalışmaların odağında nitel araştırma geleneğinden gelen “etnografik araştırmalar” bulunmaktadır. Çeşitli toplulukların kültürünü merak eden araştırmacılar, sorularına cevap bulabilmek için etnografik araştırmaların metodolojisinden yararlanmıştır. İlişkilerin yoğunlukla yüz yüze kurulduğu, geleneksel kitle iletişim araçlarının kullanıcıları arasında etkileşim kurulabilmesine izin vermediği ve insan topluluklarının “gerçek” hayatta oluştuğu bu dönemlerde etnografik araştırma metodolojisi araştırmacılara önemli destekte bulunmuştur. 1990’lı yıllar da sivil hayatta kullanımı yaygınlaşmaya başlayan, 2000’lerden sonra da kullanıcılarının, kendi aralarında gündelik hayattaki yüz yüze iletişime çok yakın etkileşimler kurabilmesine izin veren internet teknolojileri ile birlikte yeniden bir dönüşüm yaşanmaya başlamıştır. Birçok insan sanal ağlarda kullanıcı haline gelmiş, gündelik hayatın birçok süreci bu ağlara taşınmıştır. İnsanlar ağlar üzerinden eşzamanlı ve yoğun etkileşimli iletişim kurmaya başlamıştır. Bu ağlarda çeşitli topluluklar kurmuş, bu topluluklarda yoğun paylaşımlar yapmaya başlamıştır. Ağlarda oluşan bu topluluklarda aynı gündelik yaşamda olduğu gibi insanlar arasında normlar, değerler, ritüeller, gelenekler, adetler gibi kültürel unsurlar oluşmaya başlamıştır. Bu durum sosyal bilimler alanındaki araştırmacılar için yeni araştırma alanlarını oluşturmuş, birçok araştırmacının ilgisi sanal ağlarda oluşan topluluklara kaymıştır. Bu toplulukları başlarda etnografik araştırma süreçleri üzerinden inceleyen araştırmacılarda, zamanla bu ortama uygun yeni yöntemlerin geliştirilmesi ihtiyacı doğmuştur. 1990’larda Kozinets tarafından “netnografi” şeklinde kavramlaştırılan, dijital etnografi, webnografi gibi isimlerle de kimi araştırmacılar tarafından dile getirilen, bu alanlara uygun kültürel araştırma metedolojisi şekillenmeye başlamıştır. Teknolojik gelişmelerin etki ettiği alanlardan birisi de araştırma yöntemleridir. Çevrim içi ortamlarda teknolojik gelişim o kadar hızlıdır ki sosyal bilimciler bazen bu değişimi yakalamakta, araştırma metodolojisini bu ortamlara adapte etmekte zorlanmaktadır.
Çoğu zaman yeni yöntemler geliştiren araştırmacılar, bazen de geleneksel araştırma yöntemlerini bu alanlara adapte etmektedirler. Etnografik araştırmaların çevrimiçi ortamlara adapte edilmiş hali olan netnografik araştırmalar buna örnektir. Günümüzde çevrim içi ortamları araştırırken, birçok araştırmacı netnografiden faydalanmaktadır. Bu kitap araştırmacılara netnografik araştırmalar ile ilgili fikir vermeyi, yol göstermeyi amaçlamaktadır. Kitabın birinci bölümünde kültürel çalışmaların temelindeki birey ve topluluk kavramlarına, toplulukların özelliklerine değinilmiştir. İkinci bölümde netnografinin çıkışına neden olan internet ve ağ teknolojileri ve bu teknolojilerin toplumsal etkileri ele alınmıştır. Üçüncü bölümde ise ağ teknolojilerinde oluşan sanal topluluklar tartışılmıştır. Dördüncü bölümde netnografyanın odağında olan dijital kültür kavramı ve özellikleri irdelenmiştir. Bu bölümler netnografik bir araştırma yapmak isteyen araştırmacının teorik altyapısına katkı sunmak için yazılan bölümlerdir. Çalışmanın beşinci bölümünde ise “netnografik araştırmalar” geniş bir çerçevede ele alınarak uygulama süreci anlatılmıştır. Ayrıca kitap kapsamında, netnografik bir araştırma yapmak isteyen, netnografik bir araştırmanın uygulamasını merak eden okuyuculara ve araştırmacılara fikir vermesi için “akademik bir çalışma yapısında” araştırma örneği sunulmuştur. Kitabın ekler bölümündeki ek-1 ve ek-2, örnek çalışmaya ilişkin kod ve tema örneğidir. Eklerin sunmadaki temel amaç, sanal topluluklarda oluşan içeriğin nitel bir içerik analizine tabi tutularak kod-tema yapısının nasıl kurulabileceği gösterilmek istenmiştir. Örnekteki araştırma sürecini titizlikle yürüten Kamil Önder Nergiz’e teşekkürü bir borç bilirim. Ayrıca bu güne kadar bana katkısı olan, destek veren bütün hocalarıma, arkadaşlarıma ve aileme sonsuz şükranlarımı sunarım. Çevrimiçi ortamlarda araştırma yürüten bütün araştırmacılara destek olması dileği ile....
Basım Yılı | 2022 |
Cilt Tipi | Ciltsiz |
Kağıt Tipi | 2. Hamur |
Sayfa Sayısı | 166 |
Yazar | Nahit Erdem Köker |