Sanat eleştirmeni ve filozof Arthur C. Danto 1984’te, altmışlı yıllarda sanatın bittiğini ilan etti. O tarihten beri günümüz sanatının doğasına yönelik en radikal eleştiriler de yine Danto’dan geldi. Sanatın Sonundan Sonra’da yazar bu görüşünü ilk kez eksiksiz olarak ortaya koyarak, sanatı yeniden tanımlıyor. Sanatın gerçekliğin giderek daha yetkin temsili haline geleceği inancına dayanan mimetik gelenekten, sanatın sanatçının felsefesiyle belirlendiğine inanan modern manifestolar çağına, oradan da her şeyin meşru olduğu tarih-sonrası döneme uzanan sanat tarihinin izini süren Danto, Batı sanatının Hegelci anlamda sona erdiğini savunuyor. Elbette bu artık sanatın mümkün olmadığı, iyi sanatın yapılamayacağı değil; tam tersine, sanatta yeni bir çağın başladığı ve bu çağda sanatın mimesis teorisinin ve ideolojilerin bütün prangalarından kurtulduğu anlamına geliyor. Danto bize geleneksel teorilerin bir manav tezgâhıyla bir modern sanat yapıtının farkını açıklamakta zorlandığı tarih-sonrası bir çağda sanatı anlamamıza yardımcı olabilecek yeni bir eleştiri türünü ve estetik anlayışını sunuyor. Danto’ya göre, geleneksel estetik kavramları ve anlayışları çağdaş sanata uygulanamaz artık. Yeni bir estetik kavrayış zorunludur. İşte Danto bu kitabında Hegel’in diyalektik sanat tarihine kendi yorumunu katarak, çağdaş sanatın belki de en şaşırtıcı özelliğiyle, her şeyin mümkün ve meşru olduğu anlayışıyla baş edebilecek bir sanat eleştirisi felsefesi üzerinde yoğunlaşıyor. Bu kitapta estetik, sanat tarihi, sanat eleştirisi, pop art, “halk” sanatı, gelecekte sanatın yeri ve müzelerin rolü gibi birçok alanda ufuk açıcı tartışmalar bulacaksınız.
Tanıtım Metni