“Hücum hiç de fenaplanlanmamıştı. Bu bey, bir amatöre göre alışılmamış bir yeteneğe sahip aslında.” Stefan Zweig 1920 ve 1930’larda özellikle ABD, Avrupa ve Güney Amerika’nın en ünlü yazarlarından biriydi. Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu, Olağanüstü Bir Gece, Yakıcı Sır ve Karmaşık Duygular yazarın en önemli eserleri arasındadır. 1934’te Naziler tarafından sürgün edilince önce İngiltere’ye, 1940’ta da Brezilya’ya yerleşti. 1942’de ikinci eşiyle birlikte intihar ederek hayatına son verdi.Stefan Zweig’ın intihar etmeden önce kaleme aldığı Satranç, aynı zamanda yazarın en iyi öykülerinden biri olarak kabul edilmektedir. Brezilya’ya sürgününe neden olan ve insanları İkinci Dünya Savaşı dramına sürükleyen Nazi baskısının bütün izlerini burada görmek mümkündür. Buenos Aires’e doğru yola çıkan bir gemideki Dünya Satranç Şampiyonu Czentovic’in karşısına bu sefer hiç alışkın olmadığı bir rakip çıkar. Nazilerin tutsağı olan Dr. B., yaşadığı alışılagelmedik işkence süresince kendisine dayanak noktası olarak satranç oyununu almış, zihin sağlığının sınırlarını zorlayana dek bu oyunu bir saplantı haline getirmiştir. Seneler sonra satranç taşlarını eline aldığında geçmişte bıraktığı kâbusları yine gün yüzüne çıkacaktır...
Tanıtım Metni