Tanpınar’ın söyleyişiyle, "bir iç kale, bütün ümitlerin kendisinde toplandığı son sığınak"tır. Ankara Kalesi, Ankara’da "şehir ruhu"nun kurtarılabileceği yerdir; şehrin zulasıdır... Ankara Kalesi hakkında, tıpkı kalenin kendisi gibi dağınık, karmaşa içinde bir kitap, elinizdeki! Boy boy, çeşit çeşit yazılardan oluşuyor. Güven Tunç ve Figen Özbay, kaderlerini kaleyle birlikte düşünen insanları, "Kalenin Bekçileri"ni anlattılar. Fotoğraflarla, imgelerle ve kendi kısacık sözleriyle... Akın Atauz, kalenin -genellikle bilinenden çok daha uzun ve zengin olan- Ankara tarihi içindeki yerini ve gelişimini, iktisadi, sosyal ve etnografik boyutlarıyla, neredeyse başlıbaşına bir kitap ölçeğindeki makalesiyle ele alıyor. Asuman Türkün ve Zuhal Ulusoy, Ankara’nın modernleşme süreci içinde şehrin Kale’yle ve Kale’nin şehirle ilişkisinin seyrini, Kale mekanının dönüşümünü inceliyorlar. Necdet Teymur, Kale’yi "korumaya ve imar etmeye" dönük "projelendirme" çalışmalarına eleştirel yaklaşımını, bir "proje" formatında sunuyor. Ve... Mithat Sancar ve Gürsel Korat, "kendi kalelerini", Kale’yi nasıl bildiklerini, nasıl sevdiklerini anlatıyorlar...
Basım Yılı | 2004 |
Baskı Sayısı | 1 |
Cilt Tipi | Ciltsiz |
Kağıt Tipi | 2. Hamur |
Sayfa Sayısı | 312 |
Yazar | Kolektif |