Teknolojik gelişmeler, nüfusta yaşanan artış ve suç tiplerindeki farklılık adli makamların iş yükünde ciddi artışlara sebep olmaktadır. Dosya yükünde yaşanan artışlar neticesinde uyuşmazlıkların çözümü çok uzun süreleri bulabilmektedir. Bu durum yargıya olan güveni azaltmakta, kişiler bakımından ise maddi manevi yük oluşturmaktadır. Ceza adaleti sisteminin etkinleştirilmesi için birçok devlet uyuşmazlıkların kısa sürede sonuçlandırılabileceği yöntemlere kanuni düzenlemelerde yer vermektedir.
Adli mercilerin önlerine gelen uyuşmazlıkları makul süreyi aşmayacak şekilde nihayete erdirmesi için bir takım yeni düzenlemelere gidilmesi, şüpheli/sanık haklarını ihlal etmeyecek şekilde işlemlerin kısaltılması ve alternatif usullerin benimsenmesi gerektiği ifade edilerek 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'na dahil edilen seri muhakeme usulü ile Türkiye'de ceza adaleti sisteminin etkinliğinin artırılması amaçlanmıştır. Uyuşmazlığın soruşturma aşamasında çözülmesini amaçlayan ve temeli Anglo-Amerikan hukuk sistemine ait olmasına rağmen Türk hukukunda mevcut sistemlerden daha farklı ele alınan seri muhakeme usulü, doktrin ve uygulamada birçok yorum ve görüşü de doğurmuştur.
Bu çalışma, henüz yeni yürürlüğe girmiş bir usul olması sebebiyle seri muhakeme usulünün anlaşılabilmesi ile yaratmış olduğu ve önümüzdeki süreçte yaratabileceği problemlere yer verilerek çözüm üretilebilmesi amacıyla ele alınmıştır. Bu hususta karşılaştırmalı hukuktan da yararlanılarak açıklayıcı bilgilere yer verilmiş ve bu alanda okuyuculara yeni fikirler sunulmaya çalışılmıştır.
