...En az çiçekler kadar harika, sevimli, cıvıl cıvıl, beyaz tenli, lüle lüle kumral uzun saçlı, ela gözlü, üç dört yaşlarında çok güzel bir kız çocuğu, elinden hiç bırakmadığı kolundaki oyuncak, kırmızı süslü küçük çantası ile salonun kapısından içeri giriyordu ki ayağındaki ayakkabıları gören annesi, “Aaaa!!!” diye yüksek sesli bir çığlık attı. Küçük kız ne olduğunu anlayamadan öylece şaşkın bir şekilde bakakaldı... ...Mutluydu ama yüzünde ayrılıktan dolayı hüzünlü bir tebessüm vardı. Geç kalmamak için yine aceleci bir telaş içindeki kızına sevgi, mutluluk ve gururla bakarken bir taraftan da, atalarımız “tarih tekerrürden ibarettir” sözünü boşuna dememişler, diye düşünüyordu...
Tanıtım Metni