Kitapta, Foucaultcu kuramdan hareketle öznel deneyimin inşası yoluyla öznenin inşasının kuramsal çerçevesi çizilmiş; öznenin inşası ilk önce aile kurumunda başladığı için, aile içerisinde itaatkâr öznenin inşası süreçlerindeki teknolojileri, bu süreçteki iktidar formları ve bunların söylemsel olan ve söylemsel olmayan pratikleri Yeni Türkiye Sanat Sinemasında merkezî meselesi aile olan filmler üzerinden, bu filmlerin izleyici özneyi itaatkâr özne olarak inşa edebilme imkânları da göz önünde bulundurularak çözümlenmiştir.
Özne inşasını açıklamada, Foucaultcu kuramsal çerçeveden yararlanıldığı için film çözümlemesinde Foucaultcu söylem analizi yöntemi kullanılmıştır. Foucaultcu söylem analizi (FSA), Foucault'nun kuramından hareketle, verili söylemleri önce teşhis etmeyi, ardından bu söylemleri meydana getiren iktidar mekanizmalarını ve pratiklerini ortaya çıkarmayı ve bütün bunların inşa ettiği hakikatlerin ve her türden verili genel kabullerin tarihsel kurgu olduklarının anlaşılması süreçlerini kapsamaktadır.
Çözümleme neticesinde filmlerde, ailenin itaatkâr özne üreten bir makine gibi çalıştığı; filmlerdeki ailelerin boyun eğdirmenin, tahakkümün, mikro iktidar ilişkilerinin, disiplin etmenin, ihanetin, sıkıntıların, şiddetin merkezî ve zorunlu mekânı olarak kurulduğu görülmüştür. Ayrıca filmlerde, ailenin itaatkâr özne üreten bir makine gibi çalıştığı; filmlerde uygulanan disiplin tekniklerine ve tahakküm durumlarına ise birkaç istisna karakter dışında direnişin olmadığı ortaya koyulmuştur.