Ses gizlice, görüntüyü belli işlevlerinde yalnız bırakmıştır; Ses görüntünün doğasını değiştirmiş olmasına rağmen, görüntünün dikkati çeken ana eksenine el sürmemiştir. Yani sesin nicesel evrimi, görüntüyü yerinden etmemiştir. Özellikle de sesin, yansıyan görüntüde görmemiz istenen şeyi, gösterme gücüne sahip olduğu da hatırlamak gerekir.
Kitap, Görsel-İşitsel birliktelik gerçekliğini, yani bir algının diğer algıyı etkileyip değiştirdiğini göstermeye çalışacaktır. Aynı anda hem görüp hem duyduğumuzda hiçbir zaman aynı şeyi görmeyiz ya da aynı şeyi duymayız. Belki bu yüzden görmek ve duymak arasındaki sözde gereksizlik ve güçler arasındaki tartışmalı ilişkiler gibi eski varsayımlarımızın ötesine geçmenin zamanı gelmiştir artık!