Sinema sanatı, iletişim teknolojileriyle oldukça yakın bir ilişki içindedir. Bu teknolojik etkileşim, sinemasal evrenin hem anlatı içeriğini hem de biçimini doğrudan şekillendirmektedir. Sanal gerçeklik teknolojisi de sinema sanatını ve sinemanın tüm bileşenlerini etkileyerek yeni anlatı formları, yeni üretim biçimleri ve yeni izleyici profilleri ortaya çıkarmaktadır. Sanal gerçeklik sadece teknolojik bir yenilik değil aynı zamanda sinemasal üretim formunu ve hikâye anlatıcılığını dönüştüren önemli bir kırılma noktasıdır. Sinematik sanal gerçeklik film ortamının kendine içkin özellikleri ile geleneksel film üretim formunun yanı sıra izleyici profili ve seyir deneyimi değişmekte, bu durum ise izleyicilik anlamında bir dönüşüme işaret etmektedir. Bu çerçevede bu kitap çalışmasında; sanal gerçeklik teknolojisinin sinema sanatına tezahürü ile birlikte sinematik sanal gerçeklik evreninde karşımıza çıkan yeni sinemasal dile ve yeni izleyicilik hâllerine odaklanılmakta, saha çalışmasından hareketle izleyici temelli bir tartışma yürütülmektedir.