“İrademiz ve kafamız bizi küçültecek bir iş yapmadıkça işkence, sade bir fizyoloji meselesidir. Etlerimiz, sinirlerimiz dayanabildikleri kadar dayanırlar. Sonra, tabiat ne emrederse o olur. Ama ruhumuzu kamçılattırmamak elimizdedir. Hâlbuki ben ruhumun üzerine bir tokat yedim ve bunda kabahatliyim!” İnsana dair hassas duruşunu yaşamının sonuna dek sürdüren Sabahattin Ali, Sırça Köşk ile toplumcu yönünü belirginleştiriyor. Bu esere dâhil edilen 13 öykü ve 4 masal, toplumlar var olduğundan bugüne dek değişmeyen “insan” meselelerini gözler önüne seriyor. Sosyal adaletsizlik, yabancılaşma, yozlaşma ve despotizm öykülerinin ana temalarını oluşturuyor. Esere adını veren “Sırça Köşk” ise bitişte, “büyüklere masallar” başlığında incelenebilecek bir bölümde konumlanıyor. Zamana karşı koyan ve güçlü bir gözlem yeteneğinin ürünü olan bu eseri okuyucuyla buluşturmanın mutluluğunu duyuyoruz.
Tanıtım Metni