Türkiye Cumhuriyeti, İkinci Dünya Savaşı sonrası NATO ve Varşova Paktı’nın kurulmasıyla oluşan iki kutuplu dünya düzeninde yeni bir savunma ve güvenlik politikasına ihtiyaç duymuştur. Bu yeni politika; kuruluşu, ilkeleri ve inkılapları itibarıyla emperyalizme karşı duran ve sömürülmekte olan milletlerin istiklal davasına örnek ve umut olan Türkiye'nin savaş öncesi müstakil politikalarından uzaklaşmasına sebebiyet vermiştir.
Konusu bakımından İkinci Dünya Savaşı’nın fiilen sona erdiği 1945 yılını çıkış noktası alan bu kitap, 1975 yılına kadar uzanan tarihsel süreçte Türkiye'nin güvenlik meselesini antlaşmalar kapsamında irdelemektedir. Nitekim bu eser, Soğuk Savaş döneminde Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası siyasi, askerî ve iktisadi antlaşmaların iç ve dış politikada yarattığı dinamizmin yanı sıra siyasette ve kamuoyunda uyandırdığı tepkileri incelemek ve etki alanlarını tartışmak amacıyla kaleme alınmıştır. Ele alınan antlaşmaların maddelerine, yapılış süreçlerine, yükümlülüklerine ve orantılılığına da değinen bu çalışma, temel antlaşmalara dayanak gösterilerek yapılan tali antlaşmaların sonuçlarına da dikkat çekmektedir. Sonuç olarak bu kitap, üzerine çokça çalışılan tarihî ve siyasi konulara farklı bir pencereden bakıldığında hâlâ yeni görüşlerin var olabileceğini göstermektedir.