Ülkemizin içinde bulunduğu demografik dönüşüm nedeniyle, yaşlanan nüfusun karşı karşıya kalabileceği sosyal risklere karşı etkin bir şekilde korunması gerekmektedir. Nüfusun yaşlanması ve yaşlıların yaşam biçimindeki değişiklikler nedeniyle yaşlıların bakım ihtiyacı artmaktadır. Uzun yıllar boyunca yaşlıların bakım ihtiyacı, ailelerin ve sosyal kurumların sorumluluğunda görülse de son yıllarda devletler daha fazla sorumluluk üstlenmek zorunda kalmaktadır. Bakıma muhtaçlığın Türkiye'de yaşa bağlı olarak artması nedeniyle yaşanan demografik dönüşümün etkisi, ülkemizde de ciddi bir biçimde hissedilmektedir. Ülkemizde şimdiye dek bakıma muhtaç yaşlı ve engellilerin bakımı aileleri tarafından üstlenilmiş, aile, sosyal sorumluluktan kolektif kaçışın nedeni haline dönüşmüştür. Ne var ki ailenin sorunu olarak görülen bakıma muhtaçlık, toplumun çözmesi gereken bir problemdir. Yaşlı bakımıyla ilgili ülkemizde benimsenen primsiz rejimde var olan sosyal yardım ve hizmetlerin, yaşlıların bakıma muhtaçlık riskine karşı koruma sağlamaması, aile içerisinde bakılamayan yaşlıların sorununu derinleştirmektedir. Mevcut yardım ve hizmetler "ekonomik açıdan yoksul" yaşlıların barınması ve hayatını devam ettirebilmesine yöneliktir. Bakıma muhtaç tüm yaşlıların bakım ihtiyacını gidermeye yönelik değildir. Bakıma yönelik sağlanan sosyal yardım ve hizmetler miktar, yardımların yapılma şekli ve yardımlara hak kazanma şartları noktasında yetersizdir.
Bu kapsamda çalışmanın temel amacı; primsiz rejimin yanı sıra, bakıma muhtaçlığa karşı sosyal sigorta, yani bakım sigortası aracılığıyla etkin bir koruma modeli oluşturmaktır.