Sosyal Politika, sosyal devlet niteliğine sahip bir ülkede, avantajlı bireylerle dezavantajlı bireyler arasında yardımlaşma ve dayanışma köprüsü kuran bir uzlaşı kültürüdür. Bu bağlamda dar anlamdaki “Sosyal Politika”, işçi ve işveren arasında meydana gelen çatışmaları ve sorunları çözüme kavuşturan veya asgariye indiren bir uzlaşı kültürü iken geniş anlamdaki “Sosyal Politika”, zengin ile yoksul arasında, genç ile yaşlı arasında, çocuk ile büyükler arasında, sağlam bireyler ile engelliler arasında, erkekler ile kadınlar arasında vs. avantajlı ile dezavantajlı bireyler arasında meydana gelen veya gelebilecek sorunları çözmeye çalışan bir disiplindir. Sosyal politikanın optimal bir şekilde işlemesi; devletin refah devleti yani ekonomik açıdan kalkınması ve elde edilen gelirin adil bir şekilde tüm vatandaşlara dağıtılması gerekmektedir. Devlet bu bağlamda bir organizatör ve katalizör görevini ya da her iki kesim arasında bir hakem görevini üstlenerek ihkakıhak yapmalıdır. Yani her kim neyi hak ediyorsa ona hakkını vermelidir. Böyle bir sosyal devlet niteliğine sahip olan devlet türü himayeci yani koruyucu devlettir. Her ne kadar sosyal devlet niteliği taşıyan bir devlet, tüm vatandaşların refahı için gayret sarf etmeye çalışsa da daha çok dezavantajlı kesimlere pozitif ayrımcılık yaparak onları korumakla mükelleftir. İşte bu kitap, devletin bu rolünü ve sosyal politika alanında yer alan konuları analiz etmekte ve bu konulara ışık tutmaktadır.