“Kalpte oluşan günahlar siyah noktalara benzetilir ve bu siyah noktalara ait bilinmezlik makamına Süveyda anlamı verilmektedir.”
Suriye ordusunda halkına ateş açma emrine karşı gelen muvazzaf bir subayın, kimya mühendisi eşi ve altı yaşlarındaki çocuklarıyla beraber bir gece yarısı başlayan kaçış hikâyesinin anlatıldığı bu kitap vicdan ve merhameti olan her okurun idrakine sunulu-yor. Her geçen gün gözyaşları yaşından büyük olan sayısız çocuğun bakışlarıyla yüzü bir kat daha yere eğilen dünyanın geldiği durumu ortaya koyuyor yazar. Yeryüzünün cehenneme döndüğü bir zamanda mazlumlar için kurtuluşun ölümden dönmek değil belki de sadece ölmek olduğunu anlatıyor.
Herkesin bir süveyda hikâyesinin var olduğu gerçeğini merkeze alan roman, edebiyat ve inanç noktasında bir gerçeğe dikkatleri çeker satır aralarında. Savaştan kaçıp karan-lığın koynuna sokulan bir ailenin, sanki cenneti dolduracakmışçasına hızla toprağa yâr olan savaş mağduru çocukların süveyda hikâyesini kendisine uzak görse de alnına sırlanan yazgıyı yaşamaktan başka çaresi bulunmayan insana, her an her şeye gebe bir hayatı taşıdığını hatırlatır.