“Ah biz zavallı kadınlar! Bizi hiç insan sırasına koymazlar! Babalarımız istedikleri adamlara bizi hediye verircesine verirler. O adamların huylarını sormazlar. Biz o adamlarla geçinecek miyiz? Orasını hiç düşünmezler. Bize bir defa ‘Falan adamı koca olarak ister misin?’ veya ‘Kimi koca istersin?’ diye sormak yok. Bize, ‘İşte seni falan adama vereceğiz’ derler, biz de sessiz kalırız. Ama gönlümüz ne der?” Talat ve Fitnat adlı iki gencin aşk hikâyesini faciaya varan bir sonla anlatan Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat romanı, kadın-erkek ilişkileri, evlilik kurumunun sorunları, kadının toplumdaki yeri ve kadınların eğitim hakkı gibi önemli meselelere değinerek yayınlandığı dönemin panoramasını çizer. Şemsettin Sami; karakterleri yaşadıkları mekân içinde tanıtarak, iç dünyalarını detaylı biçimde aktararak ve 1870’lerde İstanbul’un gündelik yaşamını gözler önüne sererek modern roman türüne yaklaşmaya çalışır. Edebiyat tarihimizi aydınlatan ve ilk roman örneklerimizdeki kimi motifleri dolaşıma sokan eser, tarihî değerini bugün de koruyor.
Tanıtım Metni