Tabsıra, Akif Paşa’nın, Hariciye Nâzırlığı’ndan azledilmesine sebep olan Churchill Vakası’nın aslını esasını ortaya koymak üzere kaleme aldığı ünlü eseridir. Eser, II. Mahmud döneminin, hem iç siyasetini hem dış siyasetini; özellikle İngiltere başta olmak üzere Avrupa devletleriyle olan hassas ilişkilerini gözler önüne sermektedir. Tabsıra, Fener Rum Patrikhanesi’nin o yıllardaki konumunu belirlemeye katkı sağlayacak önemli tanıklıklar da içermektedir. Tabsıra, tarihî belge niteliği taşımasının yanı sıra, bir devlet adamının gururunu kurtarmak için verdiği mücadelenin de o güne kadarki emsalsiz bir örneği durumundadır. Şüphesiz eser, öznel de olsa, birincil bir kaynak olarak tarih araştırmacılarına değerli bilgiler ve yaklaşımlar sağlayacaktır. Ancak Tabsıra’nın daha önemli tarafı, yeni edebiyata ve üslûba doğru atılmış erken bir adım olma özelliğini taşımasıdır. 1836 yılında kaleme alınmış olduğunu düşündüğümüz eser, Âkif Paşa’yı Tanzimat devri yazarlarının kendilerine örnek aldıkları bir “münşî” yapmıştır. Namık Kemal, Tabsıra’yı ve yazarını şu cümlelerle âbideleştirmiştir: “Tabsıra’nın siyâsiyât cihetleriyle edebiyat cihetlerini birbirinden ayıralım. Hey’et-i mecmûası yerine iki parçasına başka başka nazar edelim. Merhûmun iki cihetde de fikrimize ta’lîm-i hikmet edenlerin, kalemimize Türkçe yazmağı öğretenlerin en büyüklerinden ve binâen-aleyh bugünkü erbâb-ı kalemin evliya-yı niamından olduğunu inkâra mecâl yokdur.”
Tanıtım Metni