“Sonsuzluklar mabedinde düşte gerçeği arayan sen ey aciz, vazgeç! Artık düşte düş görme vaktidir. Düşlerini dinle ve özünü duy.”
Uyur uyanık uykularda benliğimizi saran düşlerin, zihnimizde ve ruhumuzda bıraktığı parçaları, gözlerimizi açtığımız andan itibaren bir araya getirmeye çabalıyoruz. İçimizi acıtıp da hayra yorduğumuz, ya da yeri geldiğinde müjdelerin habercisi dediğimiz düşlere anlamlar yüklüyoruz. Ya biz bir düşü yaşıyorken, ya da bir başkasının rüyasındaki kurgunun figüranıyken, düşlerimizde asıl olanın izlerini görüyorsak? Tan Vakti Düşleri, adı üstünde tan vakti, uyanmaya yakın, bilincin yarı uykulu yarı uyanık olduğu vakit görülen rüyaların kâğıda yansımasıdır. Gerçekliğinden şüphe edilen, fakat bir o kadar da gerçek kadar keskin izler, hisler, kokular bırakan düşlerin öyküleridir. Düşten gerçeği sıyırıp almanın ya da gerçekten düşü mahrum bırakmanın ince sızısı ile yazılmış kelimelerin, bu gökyüzü altında bir tını bırakması dileğiyle.
