Darbeler insanların yalnız toplumsal düzenini mi sarsar; ya bireysel yaşamlarda yaptığı yıkım? Ayşe, darbelerin acısını en çok çekmişlerden biridir. Günün birinde aldığı bir telgrafla yollara düşer. Yaptığı gece yolculuğu, toplumu için savaşırken bakmayı hep ihmal ettiği yere, kendi içine bakmasına sebep olur. İçinde bulduğu şeyler, hiç de bulmayı beklediği şeyler değildir. Sevdiği tek erkeğe ulaşmak üzere olduğunu sanırken yolu, kendisi gibi yoksulluk ve yoksunluk içinde büyümüş Sacide ve Zehra ile de kesişecektir; hem de hiç ummadığı bir yerde."Toprağın altı, ana rahmi gibidir; nemli ve sıcak. Doğurgandır toprak, kadın gibi ya da kadın doğurgandır, toprak gibi. Belki topraktan almıştır doğurganlığını kadın, belki toprağa vermiştir; ama kadının tanrısallığından hiç kuşku duymamıştır toprak. Yalnız toprak değil, denizler de gökler de inanmıştır kadına ve tanrısallığına."