Tarih ilimlerin anasıymış. Kimin umurunda.
Modern Türkiye'de tarih bırakın diğer ilimlerin anası olmayı, sıradan bir disiplin bile olamadı. O resmi ideolojinin elinde bir oyun hamuru oldu hep. Eline alacak. İstediği gibi yoğuracak. Dilediği şekli verecek. Sonra da toplumun önüne çıkıp "İşte, gerçek bu!" diyecek. Gerçeğin peşindekiler de "İsabet buyurdunuz efendim! Zat-ı devletleri böyle dediyse böyledir. Devletimiz bizden iyi düşünür!" diyecekler. Yutup oturacaklar.
Oh! Ne ala memleket!
Arşivler ve tarihi vesikalar bu kafa için bizi gerçeğe, yalnızca gerçeğe ulaştıracak birer araç, imkân ve hazine değil. Sterilize edilmesi gereken şaibeli bir bölge. Resmi ideolojinin Şamanları tarafından okunup üflen- mesi gereken bir kötülük kutusu. Açılınca ortaya nelerin saçılacağı belli olmaz. Kapalı kalması daima iyidir. Toplum olarak yalanla ve efsaneyle yaşamaya razıyız. Gerçeği bilip de ağrımaz başımıza çaput bağlamanın ne âlemi var?
Basım Yılı | 2011 |
Baskı Sayısı | 2 |
Cilt Tipi | Ciltsiz |
Kağıt Tipi | 2. Hamur |
Sayfa Sayısı | 247 |
Yazar | Mustafa İslamoğlu |