Alacağı kısmen veya tamamen karşılanmamış alacaklıya tanınan bir hukuki yol olan tasarrufun iptali davası, borçlunun geçmişte üçüncü kişilerle yapmış olduğu tasarruf işlemleri hakkında açılmaktadır. Davanın kabulü hâlinde tasarruf işlemi hiç yapılmamış gibi davacı alacaklı lehine bir hukuki durum doğmaktadır. Buna göre, davacı alacaklıya cebri icra yetkisi verilebileceği gibi bazı hâllerde yapılmış işlemin alacaklı açısından sonuç doğurmaması temin edilmektedir.
Davacı alacaklının alacağına kavuşmasına hizmet eden bu iptal davasına dair kanuni düzenlemeler ile bazı sorunlara adil bir çözüm sunulması güçtür. Yargı uygulamasında ise bazı kalıplaşmış kabuller, özellikle davacı alacaklının aleyhine sonuçlar doğurmaktadır.
Kitapta yazarın bu hususlardaki görüş ve önerileri, Türk yargı kararları çerçevesinde örnekler verilerek açıklanmıştır.