Yovkov’u okumak XIX. yüzyılın ilk yarısında Balkanların sosyo-kültürel yapısına tanık olmak demektir. Aşıklarıyla, eşkiyalarıyla, ağalarıyla köy yaşantısının canlı bir panoraması yer alır onun öykülerinde. Yöresel temaları işlemesine karşın evrenseli yakalamayı başarır. Dönemin içtimai, hukuki, ananevi açmazlarını belirtmekle yetinmez, olması gerekeni de dile getirir. Belgesel nitelikli ustaca yazılmış öyküleriyle tanınan Yovkov’un bir diğer özelliği siyasi ve ideolojik oluşumların ötesine geçebilmesidir. Halkının Türklerle savaştığı bir zaman diliminde -Balkan Savaşları ve 1. Dünya Savaşı yıllarında- kaleme aldığı eserlerde Türk kültür, sanat ve felsefesine yansız bir yaklaşım sergiler. İlk Zafer ve Edirne Yakınlarında isimli öyküleri bunun en tipik örnekleridir.