Günümüzde ülkeler suç ve suçlularla mücadele etmek adına çeşitli yollara başvurmakta ve bunu meşru vasıtalarla elde etmeye özen göstermektedirler. Bu yöntemlerin başında teknolojik gelişmelerin bir ürünü olarak ortaya çıkan telekomünikasyon araçları gelmektedir. Ancak telekomünikasyon yoluyla iletişimin denetlenmesi bu konuda tek yol olarak tercih edilmemekte bunun yanı sıra gizli soruşturmacı kullanma ve teknik araçlarla izleme tedbirleri de kullanılagelmektedir. Kabul etmek gerekir ki, bu tedbirler ile kişilerin özel hayatlarına müdahale oluşturulacak tarzda uygulamalar gerçekleştirebilmektedir.
Bu çalışmada telekomünikasyon yoluyla iletişimin dinlenmesi ve denetlenmesi, gizli soruşturmacı ve teknik araçlarla izleme tedbirlerinin usul ve esasları incelenmiştir. Çalışmayı diğerlerinden ayıran en önemli özelliği üç yazarından ikisinin doğrudan uygulamanın içinde ve karar verme makamında olmalarıdır. Dolayısıyla, yazarlar uygulamanın nasıl cereyan ettiğini bizatihi yaşayan kişilerdir. Bu nedenle çalışmanın akademik çalışma yapanların yanında uygulayıcı durumunda olan Hâkim, Cumhuriyet savcısı, Avukat ve diğer kamu görevlilere önemli bir yardımcı eser niteliğindedir.
İletişimin denetlenmesi yoluyla elde edilen delillerin disiplin hukukuna etkisi, tesadüfî deliller, hukuk yargılamasında iletişimin denetlenmesi tedbirinin uygulanabilip uygulanamayacağı, iletişimin denetlenmesi yoluyla elde edilen delillerin tek başına mahkûmiyet hükmüne esas alınabilme sorunu, iletişimin denetlenmesi tedbirinin uygulanabilme koşulları ile önleme amaçlı iletişimin denetlenmesi yoluyla elde edilen delillerin ceza yargılamasında kullanılabilip kullanılamayacağı, gizli soruşturmacının kamu görevlisi olması gerekliliği, benzer kavramlardan farklılıkları, gizli soruşturmacının işlemiş olduğu suçlardan sorumlu tutulması, gizli soruşturmacı etkisiyle suç işlemiş failin durumu, güvenlik kamerası görüntülerinin delil değeri gibi hususlar, ele alınan konu başlıklarından bazılarıdır.
