Bu ülkede beni korkutan tek şey şu: Devlet bir gün öyle bir canavarlaşacak ki, en küçük bireyler ayaklar altında ezilecek ve artık yaşamanın hiçbir değeri kalmayacak. Şu yorgun dünyamızda Amerika’nın hâlâ tek ve benzersiz yanı, burada bir insanın beyninin götürebildiği yere kadar, istiyorsa da cehennemin dibine gidebilmesi; ancak bu da fazla sürmeyecek.”
Harper Lee, 1960’lara damgasını vuran Pulitzer ödüllü başyapıtı Bülbülü Öldürmek ile okurlarına Amerika’nın güneyinde yaşanan ırkçılıktan bir kesit sundu. Neredeyse yarım asır sonra karşımıza çıkan Tespih Ağacının Gölgesinde ile de işin aslını; adaletle adalet, doğruyla doğru arasında fark olduğu gerçeğini tokat gibi yüzümüze çarptı.
Bülbülü Öldürmek’te hikâyeyi gözünden izlediğimiz çocuk kahraman Scout, yani Jean Louise Finch, artık genç bir kadın. Yıllar sonra ihtiyar babası Atticus’u ziyaret etmek için New York’tan evine dönen Jean Louise, hiç beklemediği bir sürprizle karşılaşıyor: Çocukluğundan beri inandığı ve güvendiği ne varsa, Atticus’un ihanetiyle yerle bir oluyor.
Harper Lee, mizah ve tutku dolu karakteri Scout’ın refakatinde, hiç kaybolmayan, aksine, güçlendikçe güçlenen ırkçılığın, insanın riyakâr doğasının ve gerçeğin hayal kırıklığı yüklü yapısının bir portresini çıkarıyor.
Basım Yılı | 2020 |
Baskı Sayısı | 1 |
Cilt Tipi | Ciltsiz |
Kağıt Tipi | 2. Hamur |
Sayfa Sayısı | 256 |
Yazar | Harper Lee |