Erkek şiddetiyle öldürülen her bir kadın, kurtarılacak bir başka kadının savunusudur. Onlar toplumun kurbanı değil, bir direniş öyküsünün kahramanlarıdır. Var olan düzeni olumsuzlaştırmışlardır. Yeni açılımların nedeni olacaklardır. COVİT- 19 Salgını günlerinde; Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Raporu’na göre “evden çıkmama” çağrılarının yapıldığı 11 Mart’tan 31 Mart’a geçen 20 günlük süreçte 21 kadın daha öldürülmüştür.
Kadınlar en çok ev içinde babaları, eşleri, en yakınları tarafından öldürülüyor. Hükümet, sağlık seferberliği, hapishane boşaltma derken, kadınları korumamakta, İstanbul Sözleşme’sinin, 5. maddesi gereği “Kadınlara karşı vatandaşlık özen yükümlülüğünü” yerine getirmemektedir.
Devletin şiddeti önleme boşluğunu, öldürülen kadınlarla özdeşleşen pek çok kadın kuruluşu ve sahada danışmanlık veren uzman avukatlar doldurmaktadır. Hükümet, bu kadın kuruluşlarına destek olmak ve avukatlara on-line danışma avukatlık ücreti ödemek zorundadır. Şiddet gören kadınların karakollara ve yargıya ulaşımı için etkin ek güvenliği sağlanmalı, kadınlara acil sığınma yerleşim yerleri yapılmalıdır.
Kadınların yaşama, kendi kararlarını verme ve uygulama hakları vardır. Bin yıllık kadınlık mitinin içinden “özgür insan kadını” çıkartacağız. Şiddetin kaynağı, evliliği, dayatılan ücretsiz emeği, arkadaşlık, flört zorlamasını, çalışan yabancıların cinsellik esaretini sorgulayarak gerçek aşka, sevgiye erişeceğiz. Öldürülen kadınları unutmadıkça, kendi kendimizi gerçekleştirecek, hep birlikte kadın cinayetlerini yok edeceğiz.
