Yazar, ülkemizin kıt kaynaklarına dikkat çekmiş, plansızca ve politik tercihler gözetilerek yapılan Karayolu yatırımlarının ülkemizin geleceğini töhmet altına aldığına değinmiştir. Gereksizce yapılan karayollarının ve kullanılmayan kapasitelerin Türkiye’nin kalkınma hızını düşürdüğünü, milli geliri azalttığına vurgu yapmıştır. Ulaşımın bir amaç değil araç olduğunu, gelişen ekonomi, nüfus ve trafik sayımlarına göre planlanması gereken ve uzmanlık gerektiren bir mühendislik dalı olduğunu söz konusu dönemin gelişmeleriyle sade ve anlaşılır bir dille anlatmıştır.
Bu kitapta bir dönemin hareketli politik atmosferinin o ülkenin karayollarının kaderini nasıl çizdiğine birlikte tanıklık edeceğiz. Tanıklık ettiğimiz olayları irdeleyecek, eleştirecek ve değerlendireceğiz. Belki de bugün hala ülkemizde trafik olan yerlerde yol olmamasının, yol olan yerlerde ise trafiğin olmadığı trajikomik durumların temel sebebini idrak etmiş olacağız. Ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik durum göz önünde bulundurulduğunda, bu günlere nasıl gelindiğinin tek başına verilen mücadelenin ilginç öyküsünü bulacaksınız… Bu kitabın yakın tarihimiz ve planlama anlayışımıza ışık tutacağı inancı içerisindeyim…
